Türkiye'nin her yerinden gelen ziyaretçilerin ilgisini caminin tamamen ahşaptan çivi kullanılmadan yapılmasının yanı sıra yapım sırasında yapının çeşitli yerlerine konan şifreleri çekiyor.
Samsun'un Çarşamba ilçesinde tek çivi kullanılmadan yapılan Çivisiz Cami adıyla bilinen cami, yıkılmak üzere iken geçen sene restore edilerek yıkılmaktan kurtarıldı. Çivisiz Camii'nin kim tarafından yapıldığı belli değil. Caminin içindeki ahşap bir sütunda Hicri olarak caminin, 595 yılında yapıldığı yakın tarihlerde bulunmuş.
Çivisiz Camii'nin, gezici irşat ekibi yada Selçuklular tarafından yapıldığı tahmin ediliyor. Miladi olarak 1206 yılı civarında yapıldığı düşünülen Çivisiz Camii'nin ahşaplarından alınan örneklerin laboratuvarda incelenmesi sonucu binada yazılan hicri tarihin doğru olduğu sonucuna varılmış. Çivisiz Camii'nin hemen önünde garipler mezarlığı bulunuyor ancak mezarlığın tarihi cemiden daha yeni. Buradaki mezar taşlarında yapılan inceleme sonucu en eski kabrin 300 yıllık olduğu tespit edilmiştir.
1206 yılında Anadolu Selçuklu Sultanı I. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde inşa edilen yapı tamamen ahşap malzemeden yığma tekniği ile inşa edilmiştir. Kapladığı 392 m2'lik alanla Türkiye'deki en büyük yığma ahşap camilerden biri olan yapı aynı zamanda Türkiye'deki en eski ahşap camidir.
CAMİNİN ADI NEREDEN GELİYOR
Caminin adı konusunda çeşitli varsayımlar bulunmaktadır. Bu görüşlerden birisine göre caminin adı içerisinde bulunduğu mezarlıktan gelmektedir. Mezarlıklara eskiden dünyadan göçenlerin bulunduğu yer anlamında "göç ehli" denmekteydi. Göç ehli zamanla gökçeli şekline dönüşmüş ve bu ad da günümüzde göğceli olmuştur. Bir diğer görüşe göre ise caminin yapımında kullanılan ağaçların uzun ve ağır oluşu nedeniyle camiye göğceli denmektedir.
CAMİNİN TARİHÇESİ
İnşa ya da tamirat kitabesi bulunmayan caminin inşa tarihi hakkında muhtelif bilgiler bulunmaktadır. Caminin 1974 Samsun İl Yıllığı'nda 1191 yılında, İlimiz Samsun'da ise 1195 yılında inşa edildiği belirtilmekle birlikte, Günhan Danışman 15. yüzyıla kadar bölgenin sürekli el değiştirdiğini ve ancak bu yüzyılda kesin olarak Türk hakimiyetine girdiğini, caminin de muhtemelen bu dönemde inşa edildiğini öne sürmüştür. Dendrokronoloji uzmanı Peter Ian Kuniholm'ün analizleri neticesinde 1206 yılında Anadolu Selçuklu Sultanı I. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde inşa edildiği kesin olarak tespit edilen yapı Türkiye'deki en eski ahşap camidir. Ayrıca caminin son cemaat yeri ve revakının 1338 yılında eklendiği ya da tamir edildiği yine aynı analize göre ortaya çıkarılmıştır. Caminin tarihine dair bir rivayete göre Trabzon üzerine sefer hazırlığında olan I. Gıyaseddin Keyhüsrev bölgede gemiler inşa ettirmekte iken camiyi de aynı gemi ustalarına inşa ettirmiştir. Bu rivayetin nedeni ise caminin inşa biçiminin gemi inşa biçimi ile benzerlik göstermesidir.
16 Mayıs 1986 tarihindeki 2289 sayılı kararla taşınmaz kültür varlığı olarak tescillenen ve halen etkin olarak kullanılan cami son olarak 2007 yılında tamir görmüş, tamirat sırasında caminin taşıyıcılarının birisinin üzerinde Arap rakamlarıyla yazılmış 592 (miladi 1195) yılının yer aldığı tespit edilmiş ancak bu yılın neyi temsil ettiği çözülememiştir.
Dikdörtgen olarak temelsiz olarak inşa edilen cami, tabana yerleştirilen büyük taşlar yardımı ile yerden 60-70 santimetre yükseltilmiştir.
17.44×21.55 metre dış boyutlara sahip olan yapı 392m2'lik bir alanı kapsamakta olup Türkiye'deki en büyük yığma ahşap camilerden biridir.
MİMARİ YAPI
Duvarlarında yalnızca kestane ağacı, diğer kısımlarındaysa dişbudak ve karaağaç kullanılan camide 50-60-70 santimetre eninde ve 10-15 metre uzunluğundaki kalaslar kullanılmış, bunun yanı sıra çivi dahil olmak üzere hiçbir ek madde kullanılmamıştır. Kalaslar giydirme tekniği ile birbirlerine monte edilmiş, dilme ahşap perdeler ile yığma olarak inşa edilmiş, köşeler kurtboğazı geçme tekniği ile birbirlerine bağlanmış, çatısı ise üç omuz kırma tekniğiyle kaplanmıştır. Tek katlı olan caminin çatısı alaturka kiremit ile kaplı olup daha öncesinde ahşap kiremit ya da hartama ile kaplı olduğu düşünülmektedir.
Süslemeler Kök boyaları kullanılarak kalem işi ve renkli boyama şeklinde bitkisel formlar kullanılarak oluşturulan cami içerisindeki süslemeler hemen hemen her tahtada farklı motif ve kompozisyonlar ile oluşturulmuş, tekrar eden süslemelerden kaçınılmıştır. Rumiler, stilize parmetler, C ve S kıvrımlı dallar ve çiçekler dikkat çeken süslemelerden olmakla birlikte mertekler üzerindeki aşı boyası ile yapılmış yılanvari kıvrımlı dallar ve baklava dilimine benzeyen şekiller diğer süslemelere göre daha kalitesizdir. Ayrıca harim içerisindeki sütunların bazılarının başlıklarında ve konsollarda kaba ahşap oyma ve renkli boyama şeklinde süslemeler mevcuttur.
Süslemeler camiye göre daha yeni tarihli olup Osmanlı klasik döneminde yapıldığı tahmin edilmektedir.
KAYNAK : https://www.samsungazetesi.com/samsun-gezilecek-yerler/8-asirdir-civi-cakilmadan-ayakta-gogceli-cami-civisiz-cami-h730277.html